9 Eylül 2008 Salı

Moskova’da yaya olmak...

Geçenlerde bir yazı okudum “bir ülkenin gelişmişliği yayalarına gösterdiği saygıyla doğru orantılıdır” diye. Gerçekten hak vermemek elde değil. Yayalara ait yollara arabaların girmemesi, yayaların arabalardan korkmadan kırmızı ışıkta bile rahatça geçebilmesi hatta kadın erkek eşitliğini korumak adına yayaya yeşil ışık yandığında yürüyen adam resmine etek giydirilmesi yayaya ve insana duyulan saygının önemli kanıtları sanırım. Peki ya yaşadığım şehir Moskova’da durum nedir? Yayalara ne kadar saygı duyuluyor, yayalar ne kadar korkusuzca hareket edebiliyorlar?

Açıkçası Moskova için bu soruya olumlu cevap vermek oldukça zor. Burada yayalar değil arabalar ön planda. Yaya yollarına istedikleri gibi park edebiliyorlar, kendilerine kırmızı ışık yanarken yayaların üstüne doğru sürerek istedikleri gibi geçebiliyorlar hatta ezebiliyor sonra da hiçbir şey olmamış gibi yollarına devam edebiliyorlar.

Moskova’nın güneyinde, Çertanovskaya bölgesinde oldukça geniş bir caddeden karşıdan karşıya geçmek için yeşil ışığın yanmasını bekleyen 30-35 yaşlarında bir adam. Birden kendisiyle aynı hizada duran bir araba geri geri hareket ederek ona doğru gelmeye başlıyor, o arabayı farkedene kadar kendisini arabanın altında buluyor.

O anda orada olmamak, bu yaşanılanları görmemiş olmak isterdim. Gözlerimin önünde kendi yolunda, beklemesi gerektiği yerde duran bir yayaya; geri geri gelen bir araba çarpıyor, adamı yere düşürüyor, bir iki saniye bekledikten sonra hızlıca olay yerinden ayrılıyor. Etrafımdaki kimsenin bu yere düşen adamla ilgilenmediğini, yardımına koşmadığını görmek beni ayrıca şok ediyor. Ben kendime gelip adamın yanına gitmeye karar verene kadar, adam yavaşça kendisini kaldırıyor ve böyle bir olay yaşamamışçasına yoluna devam ediyor.

İşte Moskova’da yaya olmak böyle bir şey, ezilmek sonrasında da hiçbir şey olmamış gibi kalkarak yolunuza devam etmek; yani bir bakıma robot olmak. Aslına bakarsanız insanlarının robotlaşması da o ülkenin ne kadar gelişmiş olduğunun bir kanıtı değil midir?!...

1 yorum:

citlembik dedi ki...

Kendimden bir şeyler buldum yazıda. Aynı şey benimde başıma gelmişti. Yıllar önce hem de evimin köşesinde geri geri gelen bir arabanın az kalsın bende altında kalıyordum. Çok hafif dokunmuştu bana çok şükür yere bile düşmemiştim ama kalkıp yoluma devam edemedim ben çünkü çok korkmuştum. Şoför fark etmemiş olucaktı ki yoluna devam ederken arkadan benim bağırtılarıma kayıtsız kalamayıp durmuştu. Türkiye'de de durum pek farklı sayılmaz...