18 Kasım 2008 Salı

Dünyanın en zengin su rezervlerine sahip; ama…

22 Mart, aslında çoğumuz için pek de fazla önemi olan bir gün değil; doğum günü olanlar dışında! Ama 22 Mart, dünyamız için oldukça önemli bir gün, çünkü geçtiğimiz Cumartesi, Dünya Su Günü’ydü. Birleşmiş Milletler Asamblesi tarafından 1993 yılında başlatılan çalışmalarla ilk kez, dünya su rezervleri, içme suyu problemleri gibi konular uluslararası bir çerçevede ele alınmaya başlanıyor. Ve devletlerin belirli bir su politikası izleyerek uluslararası kuruluşlarla yapılacak ortak çalışmalarda rezervlerin en iyi şekilde korunması ve kullanılması amaçlanıyor. Hangi ülkelerin su rezervi açısından zengin, hangisinin daha fakir olduğunu göstermek amacıyla da her sene dünya su rezervleri haritası hazırlanarak, güncelleştiriliyor. Bu sene hazırlanan dünya su rezervleri haritasında da Afrika ülkeleri en kısıtlı suya sahip bölge olurken, Rusya toprakları en zengin su rezervlerine sahip olan alan olarak gösterilmiş.

Evet, belki de bir Türk olarak çok şanslı topraklarda yaşıyoruz; çünkü kendi ülkemizin toprakları susuzluğun eşiğinde. Her geçen sene de daha kötüye gidiyor, her geçen sene su rezervleri haritasında ülke topraklarımız renk skalasında sarıdan kırmızıya doğru renk değiştiriyor (haritada en zengin rezervlere sahip olan ülkeler yeşil, orta zenginliktekiler sarı ile gösterilirken en fakir ülkeler kırmızı ile gösterilmekte). Yazın Moskova’da sokaklar sularla yıkanırken, Türkiye’de ailelerimiz, komşularımız sular ziyan olmasın diye meyve-sebze yıkadıkları sularla çiçek suluyorlar, suları tedarikli kullanmaya çalışıyorlar. Ama hala bir nokta var ki Moskova’da yaşayan biz Türkler’den çok şanslılar.

Dünyanın en zengin su rezervlerine sahip bir ülkede yaşıyoruz; ama bir damacana (19 litre) suya 300 ruble (yaklaşık 15 YTL) veriyoruz. Bir de verdiğimiz bu paranın karşılığını alabilsek! Susuz kalmak istemiyorsanız, suyunuzun biteceğini mutlaka öngörmeli ve siparişinizi ona göre vermelisiniz; çünkü Türkiye’deki gibi telefonunuzdan en geç yarım saat içinde sucu kapınızda bitivermiyor burda. Tam bir gün öncesinden arayıp siparişinizi vermeli ve dağıtım şirketinin size vermiş olduğu zaman dilimi içinde, ki bu zaman dilimleri de en az üç saatlik bir süreyi kapsıyor, mutlaka evde olmalısınız, yoksa güzel bir azar bile işitebilirsiniz! Tabi bir de öyle bir tane damacana alamazsınız, sisteme girerken en az iki tane damacana satın almalı ve her seferinde de en az bu kadar sipariş vermelisiniz. Artık evinizde, mutfağınızda en az iki damacanaya güzel bir yer ayırmak sizin boynunuzun borcu!

Diyoruz ya hep, hizmet sektöründe Moskova’nın daha çok yol alması lazım diye, işte buna en güzel örnek. Ama olucak, oluyor da! Beş sene önce bu şekilde evlere su getiren şirketler mi vardı, 5 litrelik suları elimizde taşırdık. Bu hızla giderse, bir beş sene sonra ne olucak Moskova’da asıl önemlisi o!

Hiç yorum yok: