18 Kasım 2008 Salı

İşte, bu nedenden ötürü

“Yolunuz Moskova’ya düşerse Kızıl Meydan’ın, Lenin Mozolesi’nin ve Bolşoy Tiyatrosu’nun yanısıra ‘ulusal gururumuz’ McDonald’s’ları da gezmeyi ihmal etmeyin. .... Hatta Moskova’daki McDonald’s’ların hamburgerleri diğer birçok Avrupa ülkesindekilerden daha lezzetli, fiyatlar da Avrupa’ya göre çok daha ucuz”.

Bu sözler, MosNews yazarlarından Lisa Voronskaya’ya ait. İlk okuduğumda doğru mu okuyorum acaba dedim. Sonrasında ise; bu söylediklerinde önemli ölçüde gerçeklik payının olduğunu düşündüm. Moskova’dan başka hangi yer, hangi restoran haftanın yedi günü, günün yirmi dört saati hınca hınç dolu?! Hangi Avrupa şehrinde bir McDonald’s bu kadar popüler? Fransa’da öğle saatleri dışında tek tük insan görebiliyorsun; İtalya’da o canım foccaccioları kim bırakıp da McDonald’s’ın şekerli ekmeklerini yer; Portekiz, İspanya vb...gibi nice yerlerde sinek avlıyor. Diyeceksiniz ki oradaki insanlar doyum noktasına ulaşmış, Rusya gibi seneler sonra bu lezzeti keşfetmemişler. Söylediğiniz de belki haklı olabilirsiniz; ama 15-16 sene de az buz bir zaman değil, ayrıca hafta sonlarını, tatil günlerini ve öğle saatlerini anlarım da yedi gün yirmi dört saat sıra beklemeden bir hamburger alamamayı ve yer bulamayıp pencere pervazında yemek yemeyi anlayamıyorum. Bence bunun arkasında başka bir motivasyon olmalı!

McDonald’s’ın Rusya’daki hedef kitlesi sadece gençler değil, yediden yetmişe herkes! Anneler, babaanneler-dedeler, çocuklar vs... McDonald’s restoranlarında orta yaşın üstü hanımlarla hatta “babuşkalarla” karşılaşmak o kadar doğal ki; hatta onlar da gençler gibi arkadaşlarıyla orada toplanıp sohbet edip hamburgerlerini mideye indiriyorlar. Stariy Arbat’taki McDonald’s’a ayrı ayrı seferlerde gittiğimde bir kaç defa özellikle orta yaş üstü hanımlarla ve annelerle sohbet etme şansım oldu. Hepsinin birleştiği iki önemli nokta var McDonald’s’ların Rusya’da bu kadar popüler olmasını sağlayan. Birincisi oldukça ucuz bir fiyata, ortalama 100 rubleye (5 YTL civarı) karnını çok iyi bir şekilde doyurabilme olanağı; ikincisi ise, yemeklerin çok sağlıklı olması.

İşte beni de düşündüren bu ikinci nokta! Bütün dünyada “fast food” çılgınlığının zararlarından; obezitenin nasıl hızlı bir şekilde arttığından, McDonald’s’ın memleketinde bile karbonhidrat ağırlıklı beslenmenin zararlarının anlaşılması üzerine beslenme piramidini ters düz ederek karbonhidrat tüketiminin en aza indirilmesi gerektiğini söyleyen yeni bir beslenme piramidi kabul edilmesine rağmen, nasıl oluyor da sağlığına bu kadar dikkat eden; kefir, tvorog gibi gıdaları buzdolabından eksik etmeyen, hatta saat 6’dan sonra bir şey yememeye özen gösteren Rus anneleri Mc Donald’s’lardaki hamburgerlerin, kızarmış patateslerin sağlıklı olduğunu düşünerek çocuklarına çekinmeden verebiliyor?!

İşte size cevap. Bunun üstüne başka bir şeye söylememe gerek yok! “Buradaki yemeklerin, hamburger, dondurma, kızarmış patates farketmez, sağlıklı şartlar altında ve belli kurallara bağlı hazırlandığını ve bizlere belli hijyen koşulları içinde ulaştığını biliyoruz, McDonald’s ismi bunu sağlıyor. Oysa bizim kendi “fast food” kiosklarımızda böyle bir durum yok, neyin nerede, nasıl, ne şekilde saklandığını ve hazırlandığını bilmiyoruz, o yüzden de sağlıklı bulmuyoruz. İşte bu nedenden ötürü çocuğuma içim rahat ederek burada yemek yedirebiliyorum”.

2 yorum:

Fethiye Erkaş dedi ki...

merhaba,

ne kadar güzel bir sayfan var, güzelden kasdım yazıların, çok akıcı ve dolu dolu bilgi, bir o kadar da duygu yüklü hepsinde.. Ben Çiğdem Ersoy sayesinde sayfanı keşfettim. yazılarını bundan sonra da takip edeceğim.. tekrar yüreğine sağlık.
fethiye

citlembik dedi ki...

Bu yazını okumamıştım. Ama şunu söylemeliyim ki fethiye'ye katılıyorum. O söyleyince fark ettim ki gerçekten de bütün yazıların bilgi içerikli. İnsanları bilgilendirmeye yönelik bir amacının olması güzel geldi bana.... Şahane ...